Ormanın engebeli olmasına göre bazen puseti alıyor bazen bebek kucakta (ana kucağında). Tratlon ormanında puset ile gezme imkanı yok. girişte kısa bir mesafede pusetle gezen anneler olduğu gibi yaşlı insanlar da oluyor. Biz epey zirveye tırmanmak istedik. Hem nefesimiz açılıyor hem de ciğerlerimiz bayram ediyor. Türkiye'de nereden bulacaksın bu havayı. Sağa baksan beton, sola baksan beton. İstanbul'da en yakın ormana gitmek için kaç kilometre yol kat edeceksin?
En çok rastlanan ağaçlar meşe, dişbudak ve akağaç. Bunun haricinde böğürtlen tarlası gibi ormanın içi, kuşburnu ve adını bilmediğim başka meyve ağaçları da var. Bir yerde de kızılcık görmüştüm. Bizim köyde kiren derler. En çok da ormanları gezerken böğürtlen yedim. Kırmızı olanlar henüz ekşi, siyah ve büyük olanlar ise çok tatlı ve lezzetli. Bol bol gelinimiz böğürtlen reçeli yaptı ve böğürtlene doyduk. Ben bunları yazarken bugün ekimin ondördü. İki haftadır böğürtlenler küçülmüş bazıları kurumuş. Mevsimi bitti herhalde.
Bazı ormanlardan yürürken böyle meralar da karşımıza çıkıyor. Kimi uçsuz bucaksız. Buralarda çiftlikler var. Çiftçilerin evleri de var. Tek katlı ve koskocaman evler bazıları iki katlı olabiliyor. Kaç tane çiftlik evinin önünden geçtiysek Porche arabalar kapının önünde, Rand Rover. Allah versin. Adamlar sığırları bekliyor, sütünü etini satıyor alnının teri ile parasını kazanıyor. Hakkını vermezler ise marketlere ne süt gönderiyor ne de et. Mücadele etmesini de iyi öğrenmişler. Bu çiftçiler üretci. marketlerle aralarında çok fiyat farkı olmasını asla istemiyorlar. Market iki euroya sütü satarsa çitçi de markete birbuçik euroya satıyor. Örnek olarak verdim. Çünkü çiftçiler özellikle süt üreticileri asla ürünlerinin heba olmasını istemiyor. Eğer marketler yüksek fiyata satıyorsa ertesi günü bütün sütçüler sütünü yollara döküyor marketlere süt vermiyor. Umarım darısı bizim ülkenin başına.
Ormanlar tamamen doğal halde kimse ne odun alıyor, ne ağaç kesiyor. Büyük cezaları var.
Mantar içini açtım böyle çıktı doğada bıraktık |
Burada da ağaçlar kesilmiş hemen yanı başlarında yeni fidanlar ekilmiş. Bu ağaçlar kaç yıl sonra eski haline kavuşuyor bilemiyorum. Öğrendikçe haber değil de anıları yazmış gibi olacağım.
Üç ay içinde en az on tane ormanda yürüyüş yaptık. Kimi çok yüksekti bayağı tırmandık. Bazıları az engebeli idi. Genellikle yağmurlu havalarda yürümedik. Zaten evde olduğumuz zaman yağmuru pencereden fazlasıyla görüyoruz. Fırtınayı da. Hatta çekim yapıp feyse de koymuştum. Hiç yağmurun bu kadar güzel yağdığına şahit olmadım. Evin penceresinden bakıyorsun karışımız da orman müstakil evler varmış. Ağaçların sıklığından göremiyorsun. Sabahları sis iniyor yarıya kadar. Manzara çok güzel.
Bugüne kadar gittiğim hiç bir orman diğerine benzemiyor.
Not: Bugün 22 Eylül 2024. Ben bu haberi yazdığım zaman 7 Ekim 2023 idi. İrlanda'da hem gezdim hem de yazdım. Ülkemiz için çok üzgünüm, Atatürk bize yoktan bir Türkiye Cumhuriyeti bıraktı, on yılda on milyon genç yarattı, 46 fabrika açtı. Atatürk'ümüzün sayesinde kendi kendini besleyen 7 ülkeden biri olduk. Ya şimdi ne haldeyiz. Dünyada sulh ülkede sulh diyen tek dünya liderine dünya ülkeleri tabarken......Bugün bir haber okudum. Dünyada Müslüman gibi yaşayan ülkelerin sıralamasında İrlanda, Yeni Zelanda gibi Müslüman olmayan ülkeler başı çekiyor. Hem İslam hem Müslümanım diyen ülkeler ise sıralamada ön saflarda yok bile. İsteyen internetten ayrıntıla haberleri bulabilir. Bu araştırma Mısırlı Alim Muhammed Abduh'un 100 yıl önce söylediği bir söze de yer vermiş Şöyle ki; "Batıya gittim İslamı gördüm ama Müslüman yoktu, Doğu'ya döndüm Müslümanlar gördüm ama İslam yoktu"